"Bizimkiler" dizisinde 'Almancı Davut'un eşi rolüyle hafızalara kazınan Güzin Çorağan 73 yaşında hayatını kaybetti.
Müjde... Bizimkiler'in yayınlanmayan eski bölümleri artık TRT Arşiv sayfasında
Bizimkiler'in Cemil'i usta oyuncu Uğurtan Sayıner hayatını kaybetti
Bizimkiler dizisinde Cemil karakterine hayat veren usta oyuncu Uğurtan Sayıner hayatını kaybetti.
TÜRK televizyonuna damga vuran ve 1989- 2002 yılları arasında yayınlanan 'Bizimkiler' dizisinde Cemil karakterine hayat veren tiyatro sanatçısı 77 yaşındaki Uğurtan Sayıner, yaşamını yitirdi.
'Bizimkiler' dizisinde hayat verdiği 'Abbas' karakteri ile hafızalara kazınan Hikmet Karagöz vefat etti.
Yaşlılığa bağlı sağlık sorunları yaşarken Eşrefpaşa Hastanesi’ne kaldırılan Bizimkiler dizisinin Cemil’i Uğurtan Sayıner taburcu oldu. Sayıner 26 günlük tedavinin ardından taburcu edilirken “Bundan sonra her şey güzel, sıhhatli olsun. Dostluklardan vazgeçmeyelim. Güzel yaşayalım” dedi.
Bizimkiler dizisinde canlandırdığı Cemil karakteriyle tanınan usta tiyatrocu Uğurtan Sayıner, yaşlılığa bağlı sağlık sorunları nedeniyle genel durumunun kötüleşmesinin ardından tedavi altına alındı.
Kaynak: gercekgundem.com
Bugay’dan acı haber
Yeşilçam’ın en ünlü senarist ve yönetmenlerinden Umur Bugay vefat etti. Tatil için Kınalıada’da bulunan Bugay, öğle saatlerinde fenalaşarak ambulansla hastaneye kaldırıldı. Hastaneye yetişemeden yaşamını yitiren Bugay 79 yaşındaydı. 6 Ağustos 2019
Gökmen ULU
Yaşamı boyunca birçok tiyatro vesinema çalışmasında imzası bulunan, Hababam Sınıfı serisinin ilk filmini senaryolaştıran Bugay, 1988 yılından itibaren ekran fenomeni haline gelen dizi film ‘Bizimkiler'in de senaristiydi. Bugay'ın ödülleri arasında, 1976 yılında Antalya Film Festivali'nde eniyi senaryo ödülünü aldığı ve Uğur Dündar'ın başrolde oynadığı İşte Hayat filmi de yer alıyor. Yılmaz Güney'in başrolde yer aldığı ‘Cemil' ile Kemal Sunal'ın başrolde olduğu ‘Kapıcılar Kralı','Çöpçüler Kralı', ‘Davacı', ‘Düttürü Dünya' adlı sinema filmlerinin senaryolarını da Umur Bugay yazmıştı.
YAŞAMI BOYUNCA ÜRETKEN OLDU
Umur Bugay, 1941 yılında Ankara‘da dünyaya geldi. 1959'da İstanbul Haydarpaşa Lisesi'ni bitirdikten sonra 1964'te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nden mezun oldu. 1962'de Arena Tiyatrosu'nda sanat hayatına başladı. 1972 yılına kadar Gülriz Sururi – Engin Cezzar Tiyatrosu, Halk Oyuncuları ve Dostlar Tiyatrosu'nda, oyuncu, yönetmen, dramaturg olarak görev yaptı. Aynı yıl tiyatro oyun yazarlığına başladı. Yazdığı oyunların çoğu Devekuşu Kabare Tiyatrosu‘nda sahnelendi. 1975'ten sonra mizah ağırlıklı öyküleri çeşitli gazete ve dergilerde yayımlandı. 1974'te Atıf Yılmaz ile yazdığı bir çingenenin yaşamını konu alan ‘Cemil' adlı senaryosunu Yılmaz Güney beyaz perdeye aktardı. Atıf Yılmaz‘ın yönettiği, ‘Hasip ile Nasip', ‘Deli Yusuf' filmleri ile Uğur Dündar'ın başrolde bir gazeteciyi canlandırdığı ‘İşte Hayat' adlı filmlerin senaryolarınaimza attı. Yönetmen Ertem Eğilmez‘in, yazar Rıfat Ilgaz‘ın ‘Hababam Sınıfı' adlı kitabından sinemaya uyarladığı efsanevi serinin ilk senaryosunda da Umur Bugay'ın imzası yer aldı. 1977 yılında, İstanbul Şehir Tiyatroları Tiyatrosu ‘nda, “Bizler ve Bizler”,adlı oyunu sahnelendi. 1977 yılından itibaren Zeki Ökten ile yönetmen – senarist işbirliği içinde olan Umur Bugay, ‘Kapıcılar Kralı', ‘Çöpçüler Kralı', ‘Pisi Pisi', ‘Yoksul', 'Davacı' ve ‘Düttürü Dünya' adlı filmlerin senaryolarını oluşturdu. Aynı yıllarda, Memduh Ün‘ün yönettiği, ‘Postacı', Zeki Alasya‘nın yönettiği, ‘Aslan Bacanak' adlı filmlerin senaryolarını da yazdı. 1983'te Kent Oyuncuları Tiyatrosu'nda, ‘Bir Kadın Bir Erkek' adlı oyunu sahneye konuldu. 1988'te yazmaya başladığı ‘Bizimkiler' adlı televizyon dizisinin TRT'de gösterilmesiyle büyük ünyaptı. 1993'te ‘Yazlıkçılar' adlı 6 yıl süren, 40 bölümlük TV dizisinin senaryosunu yazmaya başladı. ‘Saygılar Bizden', ‘Oğlum Adam Olacak', ‘Komşu Komşu','Koltuk Sevdası' televizyon dizilerinin de senaryolarını yazdı. 1999'da yönetmenliğini Yalçın Yelence`nin yaptığı ‘Duruşma' adlı sinema filminin senaristliği ve yapımcılığını üstlendi. 2000 yılında sahnelenen ‘Oğlum Adam Olacak' adlı müzikli tiyatro oyunun dramaturgluğunu yaptı. 2002 yapımı, yönetmenliğini Zeki Alasya`nın yaptığı, ‘Rus Gelin' adlı komedi filminin senaristliğini ve yapımcılığını üstlendi. Bugay'ın gülmece öykülerinden oluşan ‘Türk Küçükleri' adlı bir kitabı var. Evli ve iki çocuk babası olan Bugay, 6 Ağustos 2019'da hayatını kaybetti.
Bizimkiler dizisinin Kapıcı Caferi usta sanatçı Ercan Yazgan Hayata veda etti
9 Mart 2018 Cuma
"Kapıcı Cafer" ve Kaygısızlar dizisindeki "Memnun Kaygısız" tiplemesiyle tanınan usta oyuncu Ercan Yazgan, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
-1989-1994 arası bölüm hakları TRT'nin elindedir.Bizim elimizde 89-94 arası bölümler mevcut değildir.
-Dizimizi TV'den takip edemeyen izleyicilerimiz Youtube üzerinden dizimizi izleyebilir.
-Teşekkürler Bizimkiler Ailesi
Kaynak:https://www.facebook.com/bizimkilerfanpage
Bizimkiler'in Cemil'i Reklamda oynadı
Efsane Dizi Bizimkiler'in Halis'i Şimdi Tanınmaz Halde
Bir döneme damga vuran Bizimkiler dizisinde "Halis" karakterine hayat veren Ali Uyandıran'ın aradan geçen zamanda saçları ve sakalları ağardı. Haberin devamı için tıklayın
Bizimkiler'in Cemil'ine Renkli Sayfalar'da Sevim sürprizi...
Bizimkiler dizisinde Cemil karakterine hayat veren Uğurtan Sayıner Kanal D ekranlarında yayınlanan Renkli Sayfalara konuk oldu. Sevim koş diye repliği ile 90'lı yıllara damgasını vuran Sayıner'e beklenmedik bir süpriz yapıldı. Stüdyoda gözyaşları sel oldu aktı.
Türk sinemasında, "Tosun Paşa" filminde canlandırdığı "küçük enişte Bekir" karakteriyle ünlenen 75 yaşındaki Tuncay Gürel, vefat etti.
Başrollerini Kemal Sunal, Müjde Ar, Adile Naşit ve Şener Şen'in üstlendiği "Tosun Paşa" filminde canlandırdığı "küçük enişte Bekir" karakteriyle ünlenen Gürel, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) nedeniyle yaklaşık 1,5 aydır tedavi gördüğü Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Yoğun Bakım Servisinde bu sabaha karşı yaşamını yitirdi.
Sanatçının oğlu Halil Gürel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasını bu sabaha karşı kaybettiklerini belirterek, acılarının çok büyük olduğunu ifade etti.
Gürel, babasının cenazesinin yarın Yalova'nın Çiftlikköy ilçesinde ikindi vakti kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verileceğini bildirdi.
TUNCAY GÜREL
Türk tiyatrosunda 50 yıl oyuncu olarak görev alan Tuncay Gürel, bu sürede pek çok tiyatro topluluğu ile çalıştı.
Sinemada 1976 yılında çekilen "Tosun Paşa" filminde canlandırdığı "küçük enişte Bekir" karakteriyle hafızalarda yer edinen Gürel, sonrasında adım attığı televizyon dizileri oyunculuğunda da "Uzaylı Zekiye", "Bizimkiler" ve "Yazlıkçılar" başta olmak üzere pek çok dizide unutulmaz rollere imza attı. Rahatsızlığı artıncaya kadar sahneden hiç kopmayan Gürel, ekip arkadaşlarıyla Özel İzmir Şehir Tiyatrosunda sanat yaşamını aktif olarak sürdürdü.
Türk sinemasının "Küçük Eniştesi" Tuncay Gürel yoğun bakımda İzmir'de tedavi gören, “Tosun Paşa” filmindeki "Küçük Enişte Bekir" rolüyle hatırlanan sanatçı Tuncay Gürel yoğun bakıma alındı.
İzmir'de tedavi gören sinema ve tiyatro sanatçı Tuncay Gürel'in yoğun bakıma alındığı bildirildi. “Tosun Paşa” filmindeki “Küçük Enişte Bekir” ve “Bizimkiler” dizisindeki, “Bakkal Yusuf” karakterleriyle tanınan, çok sayıda film, dizi ve tiyatro oyununda rol alan 75 yaşındaki Gürel'in, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) nedeniyle yaklaşık 1 aydır Ege Üniversitesi Tıp Hastanesi'nde tedavi gördüğü belirtildi.
Gürel'in oğlu Halil Gürel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlık durumu ciddiyetini koruyan babasının yoğun bakım ünitesine alındığını söyledi. Gürel, babasının daha önce astım ve nefes darlığı sıkıntıları yaşadığını kaydetti.
AYDIN'da, kırılan kalça kemiğindeki protezin yerinden çıkması sonucu kaldırıldığı hastanede 3 aya yakın tedavi gören tiyatrocu, 72 yaşındaki Selçuk Uluergüven hayatını kaybetti. Ünlü oyuncunun eşi, 64 yaşındaki Türkan Uluergüven, "Son yılı çok stresli geçirdi. Sanatçı duyarlılığı ile öngörüleri bizden daha iyiydi. Yaşanan her şeyi kendine dert ediyordu. Son isteği İstanbul'a gitmekti. Böyle olmamalıydı" diye konuştu.
Türk Tiyatrosu'nun usta isimlerinden Selçuk Uluergüven, tedavi gördüğü Adnan Menderes Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde, dün saat 23.45 sıralarında kurtarılamadı. Oynadığı tiyatro, dizi ve sinema filmlerindeki rolleriyle Türk halkının gönlünde taht kuran ünlü oyuncunun 2012 yılında Aydın'a yerleştiğini söyleyen eşi Türkan Uluergüven, şöyle dedi:
"2012 yılında kısmi bir felç geçirdi, çabuk toparladı. Daha sonra bir düşme sonucu kalça kemiği kırıldı. Üniversite Hastanesi'nde ameliyat oldu. Yaşına rağmen yine iyi toparladı. Ancak yaklaşık 3 ay önce protez yerinden çıkmış ve iltihap kapmış. Anestezi Yoğun Bakım Servisi'nde tedavi görüyordu. Üzgünüz."
Ünlü oyuncunun son isteğinin İstanbul'a gitmek olduğunu söylediğini belirten Türkan Uluergüven, şöyle konuştu:
"Son yılı çok stresli geçirdi. Sanatçı duyarlılığı ile öngörüleri bizden daha iyiydi. Yaşanan her şeyi kendine dert ediyordu. Son isteği İstanbul'a gitmek oldu. Böyle olmamalıydı."
"BABAM HEP TİYATROYU DÜŞÜNDÜ"
Babası ile son olarak Gülhane Parkı oyunu ile turneye çıktıklarını anlatan oğlu, 39 yaşındaki oğlu Emre Uluergüven, Selçuk Uluergüven'in Aydın'da yaşamayı kendisinin istediğini belirterek, şöyle konuştu:
"Buraları bildiği yerlerdi. Burada da tiyatro yapmayı çok istedi. Ancak, rahatsızlıkları müsaade etmedi. Kalçası kırıldığında bile bana birkaç oyun çıkarttı. Hep yine sahneye çıkmak istedi. Hep tiyatro düşündü. Bir sanatçı için en zoru sahneye çıkamamak. Özellikle oynadığı dizilerle tüm Türkiye tanıdı. Türk Tiyatrosu'nun başı sağolsun."
Adnan Menderes Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Mustafa Oğurlu, ünlü oyuncunun hayatını kaybetmesinden dolayı üzüntülü olduğunu söyledi. Doç.Dr. Oğurlu şöyle konuştu:
"2012 yılından bu yana hastanemizde tedavi görüyordu. En son 2013 Ekim ayında tekrar hastanemize yatışı yapıldı. Yoğun bakım servisinde solunum cihazına bağlı tedavi görüyordu. Maalesef çabalarımız sonuçsuz kaldı."
OĞLUNUN YANINA GÖMÜLECEK
Selçuk Uluergüven'in cenazesi, kendisi gibi oyuncu olan ve 2004 yılında 21 yaşındayken tiyatroda geçirdiği kaza sonucu yaşamını yitiren oğlu Eren Uluergüven'in Zincilikuyu Mezarlığı'ndaki kabrinin yanına gömüleceği ifade edildi.
SELÇUK ULUERGÜVEN KİMDİR?
Selçuk Uluergüven, 1962 yılında Ankara Meydan Sahnesi'nde tiyatroya başladı. Sanatçı, Ankara Sanat Tiyatrosu Dormen Tiyatrosu Tiyatro TÖS Halk Oyuncuları Tiyatro Sanatevi gibi topluluklarda çalıştı, çeşitli sinema ve dizi filmlerde rol aldı. Bahariye Sanat Merkezi'nin Genel Sanat Yönetmenliğini de yapan ünlü oyuncu, Bizimkiler dizisindeki Davut Usta rolüyle izleyicilerin beğenisini kazandı. 1998-2002 yıllarında Kadıköy Belediyesi'nde Meclis Üyeliği yaptı. Kendisi gibi sanatçı olma yolunu seçen oğlu Eren Uluergüven, mesleğini icra ederken, 21 yaşında bir sahne kazası sonucu vefat etti.
ROL ALDIĞI BAZI TİYATRO OYUNLARI
El Kapısı - Bilgesu Erenus, 403. Kilometre - İsmet Küntay, Hitler Rejiminin Korku ve Sefaleti - Bertolt Brecht, Karaağaçlar Altında Arzu, Devri Süleyman, Hamdi Ortadirek, Her şey İşporta, Hangisi Karısı, Sevgilime Göz Kulak Ol, Macbeth, Gülhane Parkı, Tek Perdelik Şaka, Zafer Madalyası,
OYNADIĞI BAZI DİZİLER
Hayat Devam Ediyor (2011), Adanalı (2010) Sadullah Baba, Ezel (2009) Konuk oyuncu (2010), Yusuf Yüzlü (2004), Melekler Adası (2004), Asmalı Konak (2002), Dedem Gofret ve Ben (2001), Eltiler (1997), Yazlıkçılar (1993), Bizimkiler (1989-2002), Davut Usta Erikçigiller (1984-1986), Evdekiler (1996)
OYNADIĞI FİLMLER
İstanbul - 2011, Devrimden Sonra - 2011, Harbi Define - 2010, Aloya - 2006, Çarpışma - 2005, Beş Kollu Avize 2004, Fişgittin Bey - 2003, Gönlümdeki Köşk Olmasa - 2002, Hiçbiryerde - 2001, Duruşma - 1999, Sırtımdan Vuruldum - 1997, Kurtuluş - 1996, Türk Tutkusu - 1994, İz - 1994, Babam Askerde - 1994, Kıvılcım - 1993, Gölge Oyunu - 1992, Düttürü Dünya - 1988, Ateş Gibi - 1988, Deniz - 1987, Suçumuz İnsan Olmak - 1986, Uzun Bir Gece - 1986, Bir Avuç Cennet - 1985, Mine - 1982, Öğretmen Kemal - 1981, At - 1981, Unutulmayanlar - 1981, Bereketli Topraklar Üzerinde - 1979 (aynı zamanda filmin yapımcılarından), Aslan Bacanak - 1977, Caniko - 1976, 2X2=5 - 1974, Güllü Geliyor Güllü - 1973. (DHA)
Bizimkiler'in Tahtakafa Raşit'i vefat etti
Kesintisiz 13 yıl süren Türk dizi tarihinin kilometretaşı projelerinden 'Bizimkiler'in Tahtakafa Raşit'i Erdoğan Tuncel, bugün akşam saatlerinde vefat etti. 77 yaşındaki Tuncel'in bir haftadır Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde zatürre tedavisi gördüğü öğrenildi.
Akşam 20.00 sıralarında aramızdan ayrılan Tuncel, 1991 - 2002 tarihleri arasında oynadığı 'Bizimkiler' dizisiyle geniş kitleler tarafından tanındı.
Dizide Tuncel'in eşi Nimet'i canlandıran Güngör Erbayık(72) da geçen mart ayında vefat etmişti. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu olan Tuncel, 1960 yılında arkadaşlarıyla kurduğu M.T.T.B Birlik Tiyatrosu'yla amatör oyunculuğa başladı. 1962'de Cahide Sonku ile Cahit Irgat'ın Cahitler Tiyatrosu'nda profesyonel olan Tuncel, daha sonra Oraloğlu, Üç Maymun, Kabare ve Dostlar Tiyatrosu'nda oyuncu ve yönetici olarak uzun yıllar çalıştı. 60'ın üzerinde oyunda oynayan Tuncel'in rol aldığı diğer dizi ve filmler arasında 'Mahallenin Muhtarları', 'Aylavyu', 'Rus Gelin' ve 'Memlekette Demokrasi Var' da yer alıyor. Tuncel'in son olarak 2 yeni film projesi için anlaştığı ama sadece birinde oynayabildiği açıklandı. Erdoğan Tuncel'in vefatıyla 'Bizimkiler' dizisinin 15. oyuncusu da aramızdan ayrılmış oldu.
Ünlü Oyuncu Selçuk Uluergüven, Aydın Merkez Mimar Sinan Mahallesi’ne yerleşti. Ünlü Oyuncu, 20 yaşlarındayken babası Doğan Uluergüven’in Aydın Valiliği yaptığını belirtirken, Aydın’a yabancı olmadığını, zaman içinde Aydın’ın daha da güzelleştiğini söyledi.
Sanat yaşamı hakkında bilgi veren Ünlü Oyuncu Uluergüven “1962 yılında Ankara Meydan Sahnesi’nde ilk kez profesyonel olarak tiyatroda rol aldım. Daha sonra Eski Gençlik ve Spor Bakanı Yüksel Çakmur’un, İzmir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde İzmir’de çalışma yapmamızı teklif etmişti. Bunun üzerine 3 yıla yakın bir süre İzmir’de yaşadım. Orada bir tiyatro grubu kurduk. Ancak çalışmalarımızda hedeflerimize ulaşamayınca, İzmir’den ayrıldım” dedi.
Uluergüven ayrıca “1962 yılında Türk Sineması bu kadar etkin değildi. Bir tiyatro oyununda Atıf Yılmaz’ın benim oyunumu çok sevmesinin üzerine ‘Güllü Geliyor Güllü’ adlı filmde rol almamı teklif etti. Böylelikle ilk kez filmde oynamış oldum. Ama tiyatroyu da hiç bırakmadım” ifadelerini kullandı.
Daha sonra başka filmlerde de rol almaya devam ettiğini kaydeden Uluergüven, Bizimkiler dizisinin yazarının arkadaşı olması nedeniyle dizide oynamak için aldığı teklifi kıramadığını söyledi.
Bizimkiler dizisinde, her ailenin kendisinden bir şeyler bulduğu için 13 yıl ekranlardan düşmediğini ve dizinin sevilerek izlendiğini belirten Uluergüven, ‘Dumkof’ kelimesinin anlamını şöyle açıkladı: “Dizede canlandırmasını yaptığım Davut’un, ‘Dangalak’ anlamına gelen bir kelime kullanılması gerekiyordu. ‘Dangalak’ deseydim Türk halkı açısından itici olacaktı. Almanca söyleseydim, Türk kültürüne yabancı kalacaktı. Hem Türk diline yabancı kalmaması bakımından, hem de itici olmaması için ‘Dumkof’ kelimesini kullandım” şeklinde konuştu.
“SENARYOYU BEĞENMEM ŞART”
Filmlerde rol almayı kabul ederken dikkat ettiği hususları anlatan Uluergüven “İstanbul’da dizi çekimlerinde trafiğin yoğun olmasından dolayı, beni bulunduğum yerden alın derdim. Trafik sorunundan dolayı İstanbul yaşanacak yer değil. Ancak bana hangi rolü verseler oynarım. Ama oyunu kabul etmeden önce, mutlaka senaryoyu okumak isterim. Senaryoyu beğenmem şart. Bunun yanında yönetmen, oyuncu kadrosu da benim için çok önemli” ifadelerini kullandı.
“AYDIN’A YABANCI DEĞİLİM”
Uluergüven, Aydın’a yabancı olmadığını, Aydın’ı oldukça güzel ve sakin bulduğunu ifade ederek, “Aslen Ankaralıyım. Ancak babam Doğan Uluergüven 1960 yılında Aydın’da Valilik yapmıştı. Babamın görevi Aydın’da 4 yıldan fazla sürdü. Ben o zamanlar 20 yaşlarındaydım. O dönemde turnelerimiz oluyordu. Aydın’a sık sık geliyordum. Dolayısıyla Aydın’a yabancı değilim. Yıllar içinde Aydın daha da güzelleşmiş. İstanbul’a göre çok daha rahat ve sakin bir kent olduğunu söyleyebilirim. Kardeşim Prof. Dr. Çiğdem Dereboy Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi’nde görev yapıyor. Ancak gözlemlediğim kadarıyla Aydın’da yeşil alan az. İstanbul’da ağaçlandırma çalışmalarının yapılması söz konusu olamıyor. Ancak Aydın’da yeşil alan artırılırsa çok daha güzel olur” şeklinde konuştu.
“AYDIN’A KÜLTÜR VE SANAT ALANINDA DAHA ÇOK SAHİP ÇIKILMALI”
Aydın’ın kültür ve sanat alanında daha aktif olması gerektiğini kaydeden Ünlü Oyuncu Uluergüven “Gördüğüm kadarıyla Aydın sanat alanında kısır kalmış. Bence Aydın kültür sanat ekinliklerinde daha aktif olmalı. Aydın kültürle beslenirse, çok daha iyi konuma gelebilir. Bu konuda Aydın Belediyesi ve sanayici iş adamları önemli rol üstlenmeli. Onlar kültür ve sanat alanında Aydın’a sahip çıkmalılar. Çünkü Aydın’a geldiğimde tiyatroya ilgi duyan, bu yönde çalışmalar yapmak isteyen gönüllü ve yetenekli çok sayıda genç olduğunu gördüm. Aydın’a geldiğimden bu yana sanat alanında gönüllü olan pek çok gençle tanıştım. Onlarla tanışmaktan hem ben mutlu oldum, hem de onlar mutlu oldu” şeklinde konuştu.
Uluergüven ayrıca Aydınlı gençlerin sanat alanında çalışma yapmak için yetenekli oldukları kadar, istekli olduklarını da gördüğünü kaydederek, “Bu konuda gençlere destek verilmeli, gençlerin önü açılmalı. O zaman Aydın daha fazla ilerleme kaydedebilir. Kültürsüz bir kentin ilerlemesi, sesini duyurabilmesi çok zor. Bu bağlamda Aydın’da çok amaçlı küçük salonlar yapılırsa konser, tiyatro çalışmaları gibi çalışmalar yapılmasına olanak sağlanmış olur. Ayrıca gençlerimiz kahve kültüründen ve internetin sebep olduğu asosyallikten uzaklaştırılmış olur. Pek çok gelişmiş yerde bunun örneklerini görmemiz mümkün” ifadelerini kullandı.
AYDINLILARA KURS VERECEK
Aydınlı yetenekli gençlere Eylül ayında kurs vermek istediğini kaydeden Ünlü Oyuncu Uluergüven “Aydınlı gençlere yardımcı olabilmek adına Eylül ayında Aydın’da kurs açacağım. 7-14 yaş arasındaki gençlere Drama kursu, 14 yaş üstü gönüllü vatandaşlara da oyunculuk eğitimi vermeyi planlıyorum. 14 yaş üstü diye adlandırdığım grupta yaş sınırlaması olmayacak. Kursun bitiminde Aydın halkına bir tiyatro gösterisi sunabiliriz” dedi.
Tiyatro oyunculuğunda yetenek çok önemli olduğuna dikkat çeken Uluergüven, “Ama eğitim olmazsa olmaz. Daha önce İstanbul’da verdiğim kurslarda da kursiyerlerime ‘Eğitim olmadan olmaz’ derdim. Kurs alan herkes oyuncu olacak diye bir şey yok. Kurs alan kişi yazar olabilir, idari işlerden sorumlu olabilir. Çünkü kursun asıl amacı sosyal hayattaki iletişimi düzenlemek. İnsan ilişkilerini düzenlemektir” dedi.
“AİLEMLE BİRLİKTE AYDIN’A YERLEŞTİM”
İstanbul’da yaşamanın gün geçtikçe daha da zorlaştığını ifade eden Ünlü Oyuncu Uluergüven “Evde Eşim Türkan, oğlum Emre ile gelinim Esra ve dünya tatlısı torunumla birlikte yaşıyorum. Torunumun adı Arya Sanat Mis Eren. Adnan Menderes Üniversitesi’nin kreşine gidiyor. Okulunu çok seviyor. Okulunda yapılan etkinliklerden müthiş keyif alıyor. Aydın sakinliğiyle yaşamaya elverişli. Üstelik yıllar önce de Aydın’da yaşamış olmamı da avantaj olarak görüyorum” şeklinde konuştu.
“YEMEKLERLE ARAM ÇOK İYİ”
Ulurgüven, yemek yemeyi sevdiğini ifade ederek, “Yemekle aram çok iyi. İyi bir tüketici olduğumu söyleyebilirim. Aydın yöresinin yemekleri de bence oldukça lezzetli. En çok kızartmayı seviyorum. Her gün sofraya kızartma konsa, bıkmadan yerim” dedi.
“EVİMDE MUTLAKA BİR
KÜTÜPHANE OLUŞTURUYORUM”
Kitap okumayı çok sevdiğini ve evinde oluşturduğu kütüphaneyi, okuduğu kitapların fazla geldiğini kaydeden Uluergüven, “Kitap okumayı gerçekten çok seviyorum. Kitap okurken konu ayırmam. Her çeşit kitabı okumaya gayret ediyorum. Ancak Türk yazarların yazdığı yabancı roman taklitlerini okumadığımı söyleyebilirim. Evimdeki odalardan birinde mutlaka kütüphane oluşturmak zorunda kalıyorum. Kitaplarımın sayısını bilmiyorum. 19 Haziran’da Aydın’a yerleştim. Ancak henüz açma fırsatı bulamadığım 2 koli kitabım duruyor. Ancak kütüphanem doldu” şeklinde konuştu.
“EŞİMLE GURUR DUYUYORUM”
Ünlü Oyuncu Selçuk Uluergüven’in eşi Türkan Uluergüven ise “Eşimin oyunculuktaki başarıları beni çok gururlandırıyor. Dışarıya çıktığımızda çoğu zaman, kadın ya da erkek, orta yaşlı ya da genç, değişik yaş gruplarındaki insanlar yolumuzu kesip sevgi gösterisinde bulunuyorlar. Bu da ayrıca mutluluk kaynağımız oluyor. Çünkü insanlar öyle güzel duygularla yaklaşıyorlar ki, bu durumdan mutlu olmamak mümkün değil. Eşimin babacan biri olarak görünmesi, ‘Selçuk Abi’ olarak bilinmesi çok güzel bir şey. Tanınmak, sevilmek ve değer görmek çok insana mutluluk veriyor” dedi.
Türkiye'nin en uzun süre yayın yapan ve herkesin hayatında farklı bir yeri olan Bizimkiler dizisinde ‘Ayyaş Cemil’ olarak hafızalara kazınan Uğurtan Sayıner bir süredir kaldığı Alanya'yı çok sevdiğini ve ömrünü burada noktalayım Alanya'ya gömülmek istediğini söyledi.
Türkiye'nin en uzun süre yayın yapan ve herkesin hayatında farklı bir yeri olan Bizimkiler dizisinde ‘Ayyaş Cemil’ olarak hafızalara kazınan Uğurtan Sayıner bir süredir Alanya'da projeler de yer alıyor. Yarım asırlık tiyatro hayatını anlatan Sayıner, “Ben bugüne kadar hiçbir zaman ‘Sanatçıyım’ demedim ‘Tiyatrocuyum’ dedim.” Genelde herkesin kendisini 15 yıl süren Bizimkiler dizisindeki ‘Ayyaş Cemil’ karakteriyle tanıdığını belirten Uğurtan Sayıner, “Aslına bakarsanız Bizimkiler dizisinden önce tiyatroyla ilk tanışmam 1963 yılında Türk Öğretmenler Sendikası’nın kurduğu tiyatroda oldu. Burada tiyatroyla iyice haşır neşir olduktan sonra uzun yıllar Üç Maymun Kabere’de oynadım. O yıllar gerçek anlamda tiyatronun hayatımın bir parçası haline geldiği yıllardı.” dedi.
TİYATRO İÇİN KARİYERİMİ BIRAKTIM
Tiyatronun bir meşgaleden çıkıp hayatı olduğunu ifade eden Sayıner, “Tiyatro hayatıma girdikten sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdim. Ardından vatani görevime gittim. Askerden 1970 yılında geldim. Aklımda tek şey vardı oda tiyatro. Fakat sezon ortasında olmasından dolayı herkes kadrosunu kurmuştu ve ben bir rol bulamadım. Bir arkadaşımın tavsiyesiyle okuduğum branş olan iktisadı kullana bileceğim bir iş olan İpek Kağıt şirketinin muhasebe bölümünde bir işe istemeyerekte olsa başladım. Ardından Türkiye Jokey Klübü muhasebe müdürlüğü işine geçtim. Tiyatroya hasretim gün ve gün artarken bir telefon aldım. Umur Bugay ve Güner Namlı projesinde rol alma teklifi geldi. İktisatçılık kariyerimi yarıda bırakıp, özlediğim mesleğim olan tiyatroya kavuştum.” diye konuştu.
SANATÇIYIM DEMEDİM
İlk olarak Perihan Abla’nın son bölümleri ile yayın hayatına dahil olduğunu ifade eden Sayıner, “Sonrasında tüm Türkiye ile kucaklaştığım Bizimkiler dizine dahil oldum. Perihan Abla’da rol aldığım 5 bölüm bana tiyatral anlamda çok şey kattı. Bizimkiler dizisi yayına girmeden önce 6 ay süren hazırlık döneminde dizi setine dahil oldum. Bizimkiler benim hayatım boyunca unutamayacağım zamanların başlangıcı oldu. Tiyatro dışında, yazdığım birçok skeç var. Bunların çoğu oyuna uyarlandı. Ayrıca çeşitli sinema filmlerinde de rol aldım. Oynadığım ilk film 1974 yılında beyaz perdedeki yerini bulan Kadir İnanır’ın İstanbul 74 filmiydi. Son oynadığım ise Yağmurdan Sonra adlı sinema filmiydi. Ama ben bugüne kadar hiçbir zaman ‘sanatçıyım’ demedim ‘tiyatrocuyum’ dedim.
YAPILANLARA TİYATRO DEMEK HAKARET OLUR
Tiyatronun teşvik edilmesi gereken bir sanat dalı olduğuna dikkat çeken Sayıner şöyle devam etti; “Tiyatroculuk sürekli desteklenmesi gereken bir konudur ve teşvik edilmelidir. Çünkü bu güne kadar oynadığım her oyundan büyük keyif aldım. Sahneye çıkmak oyuna dahil olmak ve sonrasında gelen alkış sesleri kelimelerle anlatılmayacak kadar güzel duygular. Ben hiçbir zaman bu işi para kazanmak için yapmadım. Birlikte çalıştığım insanların ekonomik kaygılarla bu iş içinde olduğu zamanları düşününce hep içim burkulur. Tiyatroya aşık olmazsanız tiyatrocu olamazsınız. Türkiye’de tiyatronun hayat kazandığı zamanlarda İstanbul başroldeydi. O yıllarda yerleşik tiyatro yapmak oldukça zorlaşmaya başladı.
Devlet yeterince destek vermedi ve bilet fiyatları da yaşam standartlarının üstüne çıktı. Tiyatro severler sahnelerle buluşamaz oldu. Doğal olarak tiyatroya olan ilgi her geçen gün azaldı. Son zamanlarda önüne gelen herkes ben tiyatro yapıyorum diyor. Tiyatro turneleri ayaklar altına düşmeye başladı. Bu gün yanılmıyorsam Anadolu’da 30’a yakın tiyatro var ama bunlara tiyatro demek bu Tiyatro camiasına hakaret etmek olur.”
ALANYA’YA GÖMÜLMEK İSTİYORUM
Alanya’ya bir tiyatro oyunuyla geldiğini belirten Uğurtan Sayıner, “Alanya’yı görür görmez aşık oldum. İstanbul’un keşmekeşinden sonra Alanya bana çok huzur verdi. Sıkı dostlar, çevreler edindim. Kaldığım süre içinde çeşitli tiyatro oyunlarında ve Oba Belediyesi’nin desteklediği 2 filmde rol aldım. Bunlarla uğraşırken bir yandan da Alanya’yı ve insanını tanımak beni burada kalmaya ikna etti diyebilirim. Hayatımın geride kalanını burada geçirmeye karar verdim. Ömrümü burada noktalayıp Alanya’ya gömülmek istiyorum” dedi. Usta tiyatrocu ayrıca, Alanya’da tiyatroya meraklı birçok gencin olduğunu ve yerel yönetimlerin bu gençlere imkan sağlaması gerektiğini söyledi. Tiyatrocu Sayıner, Eğer imkan tanıyabilirse hem o yörenin kültürü belirli bir seviyeye gelecektir hem de oyuncuların üretkenliği artacağının altını çizdi.
